40 Hadithe

إِنَّ أَحْسَنَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللَّهِ وَأَحْسَنَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

1. Sözlerin en güzeli Allah’ın kitabı yolların en güzeli Muhammed’ in yoludur.
Buhari, Edeb, 70; İ’tisam, 2. Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. İbn Mace, Mukaddime, 7.
Darimî, Mukaddime, 23. Ahmet b. Hanbel, c. 3, s. 319.

 

خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ

2. En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.
Buhari, Fezâilü’l-Kur’an, 21. Tirmizi, Sevâbü’l-Kur’an, 15. İbn Mace, Mukaddime, 16. Darimî, Fezâilü’l-Kur’an, 2.

 

مَا مِنْ مَوْلُودٍ إِلَّا يُولَدُ عَلَى الْفِطْرَةِ

3. Her çocuk Müslüman doğar.
Müslim, Kader, 22.

 

لَا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ كَانَ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ مِنْ كِبْرٍ

4. Kalbinde minicik kibir olan kimse cennete giremez.
Müslim, İman, 149. z Ebu Davud, Libas, 26. z Tirmizi, Birr, 61.

 

مَا اغْبَرَّتْ قَدَمَا عَبْدٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَتَمَسَّهُ النَّارُ

5. Ayakları Allah yolunda tozlanmış bir kula cehennem dokunmaz.
Buhari, Cihad, 16. Tirmizi, Fezâilu’l-Cihad, 7. Nesai, Cihad, 9.

 

مَا شَيْءٌ أَثْقَلُ فِي مِيزَانِ الْمُؤْمِنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ خُلُقٍ حَسَنٍ

6. Kıyamet gününde müminin terazisinde güzel ahlaktan daha ağır gelecek hiçbir şey yoktur.
Tirmizi, Birr, 62.

 

وَأَنَّ أَحَبَّ الْأَعْمَالِ إِلَى اللَّهِ أَدْوَمُهَا وَإِنْ قَلَّ

7. Allah’ın en sevdiği amel, az da olsa sürekli olanıdır.
Buhari, İman, 32; Rikak, 18; Libas, 43. Müslim, Müsafirin, 216-217; Münafikin, 78. Ebu Davud,
Tatavvu, 27. Nesai, Kıble, 13; Kıyamu’l-Leyl, 19. Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 350; c. 5, s. 219; c. 6, s. 40, 61, 125, 165, 176, 180, 241, 268, 273, 322.

 

مَنْ دَلَّ عَلَى خَيْرٍ فَلَهُ مِثْلُ أَجْرِ فَاعِلِهِ

8. Bir iyiliğe öncülük eden, onu yapan kişi kadar sevap kazanır.
Müslim, İman, 133. Ebu Davud, Edeb, 115. Tirmizi, İlim, 14. Ahmet b. Hanbel, c. 4, s. 120; c. 5, s. 274, 357.

 

مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أَوْ لِيَصْمُتْ

9. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır konuşsun ya da sussun.
Buhari, Edeb, 31; Rikak, 23. Müslim, İman, 74. Ebu Davud, Edeb, 123. Tirmizi, Kıyamet, 50. Muvatta, Sıfatu’n-Nebî, 22. Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 174, 267, 433; c. 4, s. 31; c. 5, s. 247; c. 6, s. 69, 384, 385.

 

إِنَّ خِيَارَكُمْ أَحَاسِنُكُمْ أَخْلَاقًا

10. Sizin en iyiniz ahlakı en güzel olanınızdır.
Buhari, Edeb, 39. Müslim, Fezâil, 68. Tirmizi, Birr, 47. Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 250.

 

لَا يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ

11. Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz.
Buhari, Edeb, 83. Müslim, Zühd, 63. Ebu Davud, Edeb, 29.İbn Mace, Fiten, 13. Darimî, Rikak, 65. Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 115, 379.

 

خَيْرُكُمْ خَيْرُكُمْ لِأَهْلِهِ

12. En hayırlınız ailesine en çok faydası olandır.
İbn Mace, Nikah, 50.

 

مَا أَكَلَ أَحَدٌ طَعَامًا قَطُّ خَيْرًا مِنْ أَنْ يَأْكُلَ مِنْ عَمَلِ يَدِهِ

13. İnsan elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir.
Buhari, Büyu, 15.

 

الطُّهُورُ شَطْرُ الْإِيمَانِ

14. Temizlik imandandır.
Müslim, Taharet, 1.

 

إِنَّ اللَّهَ لَا يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأَمْوَالِكُمْ وَلَكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأَعْمَالِكُمْ

15. Allah sizin görünüşünüze ve malınıza mülkünüze değil, kalplerinize ve amellerinize değer verir.
Müslim, Birr, 33 ve 34.

 

كَفَى بِالْمَرْءِ إِثْمًا أَنْ يُحَدِّثَ بِكُلِّ مَا سَمِعَ

16. Her duyduğunu başkalarına aktarması kişye günah olarak yeter.
Ebu Davud, Edeb, 80.

 

إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ

17. Zandan uzak kalın. Zanna dayanılarak söylenen sözler, sözlerin en yalanıdır.
Buhari, Edeb, 57 ve 58; Vesâyâ, 8; Nikah, 45; Feraiz, 2. Müslim, Birr, 28. Tirmizi, Birr, 56. Muvatta,
Hüsnü’l-Hulk, 15. Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 245, 287, 312, 342, 465, 470, 492, 504, 517, 539.

 

الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ

18. Müslüman, elinden ve dilinden insanların güvenlikte olduğu kimsedir.
Buhari, İman, 4-5; Rikak, 26. Müslim, İman, 64, 65. Ebu Davud, Cihad, 2. Tirmizi, Kıyamet, 52;
İman, 12. Nesai, İman, 8, 9, 11. Darimî, Rikak, 4, 8. Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 160, 163, 187, 191, 192, 195, 205, 206, 209, 212, 215, 224, 379.

 

لَنْ يَشْبَعَ الْمُؤْمِنُ مِنْ خَيْرٍ يَسْمَعُهُ حَتَّى يَكُونَ مُنْتَهَاهُ الْجَنَّةُ

19. Mümin, cennete ulaşana kadar hayra kulak vermeye doyamaz.
Tirmizi, İlim, 19.

 

لَا يَرْحَمُ اللَّهُ مَنْ لَا يَرْحَمُ النَّاسَ

20. İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.
Buhari, Tevhid, 2. Müslim, Fezâil, 66. Tirmizi, Birr, 16; Zühd, 48. Ahmet

 

ما آمن بي من بات شبعان وجاره جائع الى جنبه وهو يعلم به

21. Komşusunun aç olduğunu bildiği hâlde tok karnına yatan bana iman etmiş olamaz.
Heysemi, Mecmau’z-Zevâid, Darü’l-Fikr, Beyrut 1994, c. 8, s. 306.

 

لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا

22. Küçüklerimize merhametli davranmayan, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.
Tirmizi, Birr, 15.

 

لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لِأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ

23. Kendin için istemediğini başkası için de isteme.
Buhari, İman, 7. Müslim, İman, 71.

 

لَا تَحْقِرَنَّ مِنْ الْمَعْرُوفِ شَيْئًا وَلَوْ أَنْ تَلْقَى أَخَاكَ بِوَجْهٍ طَلْقٍ

24. Kardeşine güler yüz göstermek kadar da olsa hiçbir iyiliği küçümseme.
Müslim, Birr, 144. Tirmizi, Birr, 45; Et’ime, 30. Ahmet b. Hanbel, c. 3, s. 344, 360; c. 5, s. 173.

 

تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أَخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ

25. Gülümsemek sadakadır.
Tirmizi, Birr, 36.

 

لَا يَحِلُّ لِلْمُؤْمِنِ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ

26. Bir Müslümanın kardeşine üç günden fazla küs kalması helal değildir.
Buhari, Edeb, 62. Müslim, Birr, 26.

 

الْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنْ الْيَدِ السُّفْلَى

27. Veren el, alan elden üstündür.
Buhari, Zekat, 18 ve 50; Rikak, 11; Vesâyâ, 9; Nafakât, 2. Müslim, Zekat, 94, 95, 96, 97, 106.
Ebu Davud, Zekat, 28. Tirmizi, Zühd, 32; Kıyamet, 29.
Nesai, Zekat, 50, 52, 53, 93.
Muvatta, Sadaka, 8.
Darimî, Zekat, 22.
Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 4, 67, 98, 122, 243, 278, 288, 319, 362, 394, 434, 475, 476, 489, 501; c. 3, s. 330, 346, 403, 434; c. 5, s. 262.

 

الْكَلِمَةُ الطَّيِّبَةُ صَدَقَةٌ

28. Güzel söz sadakadır.
Buhari, Edeb, 34; Sulh, 11; Cihad, 72, 128. Müslim, Zekat, 56. Ebu Davud, Tatavvu, 12; Edeb, 160.

 

مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ

29. Müminler bir vücut gibidir.
Müslim, Birr, 66. Buhari, Edeb, 27.

 

الْمُؤْمِنُ مِرْآةُ الْمُؤْمِنِ

30. Mümin mümine aynadır.
Ebu Davud, Edeb, 49. Tirmizi, Birr, 18.

 

الناس سواء كاسنان المشط

31. İnsanlar tarak dişleri gibi birbirlerine denktirler.
Ali el-Müttaki, Kenzü’l-Ummal, Müessesetü’r-Risale, Beyrut 1989, c. 9, s. 38, hadis no. 24822.

 

أَفْشُوا السَّلَامَ بَيْنَكُمْ

32. Aranızda selamı yayın.
Müslim, İman, 93. Tirmizi, Et’ime, 45; Kıyamet, 56. İbn Mace, Mukaddime, 9; Edeb, 11. Ahmet b. Hanbel, c. 1, s. 165, 167; c. 2, s. 391, 442, 447, 495, 512.

 

الْمُؤْمِنُ أَخُو الْمُؤْمِنِ

33. Mümin müminin kardeşidir.
Müslim, Nikah, 56; Birr, 32. Buhari, Mezalim, 3. Ebu Davud, Edeb, 40 ve 56. Tirmizi, Birr, 18.

 

الصِّيَامُ جُنَّةٌ

34. Oruç kalkandır.
Buhari, Savm, 2; Tevhid, 35. Müslim, Sıyam, 162. Ebu Davud, Savm, 25. Tirmizi, Cuma, 79; Savm, 54; İman, 8. İbn Mace, Sıyam, 1; Fiten, 12; Zühd, 22. Muvatta, Sıyam, 57. Darimî, Savm, 27 ve 50.

 

الصلاة نور

35. Namaz nurdur.
Müslim, Taharet, 1.

 

كُلُّ خُطْوَةٍ يَمْشِيهَا إِلَى الصَّلَاةِ صَدَقَةٌ

36. Namaza gitmek için attığın her adım sadakadır.
Buhari, Cihad, 72 ve 128. Müslim, Zekat, 56. Ahmet b. Hanbel, c. 2, s. 312, 316, 350, 374.

 

سَأَلْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَيُّ الْعَمَلِ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ قَالَ الصَّلَاةُ عَلَى وَقْتِهَا

37. Allah’ın en sevdiği amel, vaktinde kılınan namazdır.
Buhari, Mevâkîtu’s-Salât, 5. Müslim, İman, 137, 138, 139.

 

الصلاة معراج المؤمن

38. Namaz müminin miracıdır.
El-Âlûsî, c. 8, s. 416. z Er-Râzî, c. 1, s. 243-251. Bursevî, c. 12, s. 267.

 

نعم سلاح المؤمن الصبر والدعاء

39. Sabır ve dua müminin ne güzel iki silahıdır.
Ali el-Müttaki, Kenzü’l-Ummal, Müessesetü’r-Risale, Beyrut 1989, c. 3, s. 272, hadis no. 6505.

 

لَيْسَ شَيْءٌ أَكْرَمَ عَلَى اللَّهِ تَعَالَى مِنْ الدُّعَاءِ

40. Allah için duadan daha değerli bir şey yoktur.
Tirmizi, Daavât, 1.